Bu yıl 7’ncisi düzenlenen foruma sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kıtaların ve insanların buluşma noktası İstanbulumuzda sizleri ağırlamanın bahtiyarlığı içindeyiz. Aralık ayında düzenlenen forum geride bırakılan senenin muhasebesini yapmak için de önemli imkan sunuyor.
Kıymetli fikirleriyle forumun içeriğini zenginleştiren tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum.
Gazze’de devam eden katliam başta olmak üzere küresel ölçekte son derece sancılı dönemden geçiyoruz. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş geri plana düşmüş olsa da tüm yakıcılığıyla devam ediyor.
Savaşın ilk aylarında ülkemizin çabalarıyla ortaya konan barış planının değeri gün geçtikçe daha çok anlaşılıyor. Küresel barışı ve güvenliği sağlamakla mükellef uluslararası kuruluşların sorun çözme kabiliyetlerinin olmadığını bugün daha iyi anlıyoruz.
Adil bir barışın kaybedenin olmayacağı gerçeği karşımızda durmaktadır. Temennimiz bizim adeta kendimizi paralayarak ısrarla dile getirdiğimiz hakikatin tüm taraflarca idrak edilmesidir.
Türkiye daha fazla kan akmaması, gözyaşı dökülmemesi için elini taşın altına koymaya hazırdır. Gerçekten de barışa özellikle adil barışa her zamankinden ihtiyaç duyduğumuz günler yaşıyoruz. Buna artık bir dur demenin zamanı çoktan gelmiştir.
Komşularımızı içine düştükleri kaybet kaybet denkleminden çıkarmayı komşuluk hukukunun gereği olarak görüyoruz. Bölgemiz bir süredir hasret kaldığı barış ve istikrar iklimine inşallah yeniden kavuşacaktır.
Türkiye, ekonomisiyle, demokrasisiyle, basınıyla gerçekleştirdiği sessiz devrimleri ile 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri bir noktadadır.
İsrail çok zor şartlar altında görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını öldürüyor. Gazze’de 70’i aşkın medya mensubu öldü. Amerika’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın meşhur gazetecileri nerede?
Güdümlü basın demokrasi için açık bir tehdit oluşturur. 70 yılı aşan çok partili demokrasi mücadelemizde bu hakikati tüm boyutlarıyla pek çok kez tecrübe ettik. Demokrasiye sahip çıkmak yerine, darbeye alkış tutan bir medya yapısıyla karşı karşıyaydık.
Manşetlerini vesayetçilerin attığı güdümlü medya 2002 öncesinde Türkiye’nin acı bir gerçeğiydi. Milli iradenin yanında duran cesur basın kuruluşları ve medya mensupları da vardı. Sayıları kısıtlı olmakla birlikte bu gazeteciler isimlerini demokrasi tarihimize altın harflerle yazdırmışlardır.
Türk demokrasisi ne zaman riske girse tetikçiliğe soyunan postallı medya mensuplarını da asla unutmayacağız. Esasen kalemini, köşesini güç odaklarına verenlerin saldırılarına İBB başkanlığımdan itibaren maruz kaldık.
Muhtar bile olamaz manşetinden 411 el kaosa kalktı provokasyonuna kadar nice medya operasyonunun hedefi haline getirildik, bunların hiçbirine boyun eğmedik. Gerektiğinde ağır bedeller ödemeyi göze alarak hakiki demokrasiyi tesis ettik.
Objektif kriterlere göre değerlendirme yapıldığında herkesin kabul ettiği gerçek ekonomi, demokrasi, basınıyla gerçekleştirdiği sessiz devrimleriyle 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri noktadadır. Muhalif ya da muhafık medya mensuplarının fikirlerini serbestçe ifade etmelerinde hiçbir mani bulunmuyor.
Dünyadaki her ülkede olduğu gibi bizim de çözmemiz gereken meseleler olduğunun farkındayız. Gazze’de 70’i aşkın medya mensubu öldü, nerede dünya? Niye sesleri çıkmıyor? Niçin öldürülen basın mensuplarına yönelik manşetlerini atmıyorlar?
İngiltere, ABD’nin, Fransa’nın, Almanya’nın meşhur gazeteleri nerede? Hiçbirinin sesi çıkmıyor. Önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla bu zorlukların üstesinden geleceğiz.
Gazze’deki katliamlar bize adaleti ve vicdanlı basının da önemini anlatmıştır. İsrail, Gazze’de kadın ve çocukları değil, çok zor şartlarda görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını öldürmüş ve öldürmeye devam ediyor.
Uluslararası basın kuruluşlarının bu tabloyu kabullenmesi her gün bir gazeteci katlediliyor ancak bize yıllardır basın özgürlüğünden dem vuran kurumların hiçbirinin gıkı bile çıkmıyor. İnsan onurunu yerle yeksan eden bu vicdansızlığı biz reddediyoruz.
Bugün Gazze’deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların yarın başka konuda söz söyleme hakları olamaz. Bugün yazmak, bugün gerçekleri anlatmaktır aslolan. Türk basın yayın organları bunun gayretindedir.
Her türlü riski alarak Gazze’den dünyaya hayati iletişim koridoru açan TRT, Anadolu Ajansı ve diğer basın kuruluşlarını canı gönülden tebrik ediyorum. Dezenformasyonla mücadeleyi takdirle karşılıyorum. Anadolu Ajansı’ndan şehidimiz var. Şurada yaralı gazi kameramanımız var.
Nerede Gazze’de. 130 üzerinde İsrail yalanının ifşa edilmesi çabanın ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Hakikatlerin ortaya çıkmasına engel olamamıştır. Bir kameramız gider bin kameramız gelir. Bütün mesele Gazze’nin yalanlarını iftiralarını aydınlığa çıkarmak, tüm insanlığa bunları duyurmaktır. İsrail medyadaki propaganda savaşını kaybetmektedir.
Ayrıntılar geliyor…