“`html
Tiraje Dikmen’in Sanat Dolu Hayatı ve Eserleri
“Unutmayın, ‘Yaşamak’ ve ‘Yaşam’ kavramları arasında çok derin ve güzel, sonsuz bir bağ var. Bu bağ, umutsuzlukları da kapsıyor… ‘Doğa’ var ve bugün yeniden canlanıyor… Her şey pırıl pırıl. ‘Güzellik’ tekrar karşımıza çıkıyor… Bu günlerde bu değerleri unutmayın, olur mu?”
Bu anlamlı sözler, çağdaş Türk resim sanatının önemli isimlerinden Tiraje Dikmen’e aittir. (Bu ifadeler, Çiğdem Turgay’a 27 Mart 2008’de yazdığı mektuptan alınmıştır.)
Necmi Sönmez’in kaleme aldığı Tiraje Sözlüğü ise okuyucuya bu düşünceleri hatırlatıyor. Sanat dünyasında hem Türkiye’de hem de yurtdışında birçok projeye imza atan Sönmez, Doğan Kitap’tan yayınlanan İlhan Koman ve Fahrelnissa Zeid Sözlüğü ile de sanatseverlere değerli bilgiler sunuyor. Bu kez, Tiraje Dikmen’in yaşamını detaylarıyla paylaşmak için çalışmalara el attı.
İKİ KARDEŞİ BİRLEŞTİREN EVİN HİKAYESİ
Necmi Sönmez, 1986 yılında Tiraje Dikmen’le Büyükada’daki evinde buluşuyor. Bu evde ve Paris’te gerçekleşen uzun röportajlarda pek çok anı biriktiriliyor. Ancak Dikmen’in yazdığı her cümle zamanla değiştiriliyor. İkili, ressamın akrabası Arif Suyabatmaz’ın desteğiyle hazırlanan kitabın tamamlanamayacağını anlıyor.
Dikmen, 2010 yılına kadar ‘evren koza’ olarak tanımladığı evini Sönmez’e açıyor.
Evin geçmişine dair önemli bir not düşelim. 1925 yılında doğan ünlü sanatçının ailesi, Büyükada Bahçelerönü Sokak’taki araziyi aldıktan sonra burada Art Deco tarzında modern bir yapı inşa ettiriyor. 1934 yılında ailenin yerleştiği bu köşk, pitoresk bahçeleri ve denize açılan iskelesiyle adanın en güzel yapılarına dahil ediliyor. Tiraje Hanım, 1949 yılında Paris’e yerleşene dek burada kışları ailesinin Şişli’deki dairesinde, yazları ise köşkte yaşamaktadır.
Ev, zaman içinde ablası Şükriye ile onun arasındaki bağların kopmasına sebep oluyor. Şükriye Hanım, cömertliği nedeniyle maddi sıkıntıya düştüğünde kalan hissesini satmayı düşünüyor. Tiraje Hanım ise evin hissesini satın almasına rağmen, ablasının ölümüne dek ona destek vermektedir. Evin, vefatından sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne bağışlanması ise Tiraje Dikmen’in hayırsever yönünü gözler önüne seriyor; amacı maddi durumu yetersiz öğrencilere eğitim imkânı sağlamaktır.
SANAT SEVGİSİ VE KİŞİSEL HİKAYESİ
Tiraje Dikmen, İktisat Fakültesi mezunu olup, resimle olan bağı çocukluğuna kadar uzanıyor. Ablası Şükriye, resim eğitimini Fransa’da aldıktan sonra Tiraje Hanım da onun izinden giderek sanat alanına yöneliyor. Aile kökenleri, sanat sevgisinin kaynağı olarak değerlendiriliyor; babası, Türkiye’nin ilk mikrobiyologlarından biri ve sanata olan tutkusu da açıkça görülüyor.
Bütün bu yaşam öyküleri, Tiraje Dikmen’in sanatı ise sadece bir nesnedir; onun kaleminden dökülenler, derin sosyo-kültürel bağlarla doludur. Sanat yaşamındaki tüm zorluklara rağmen, serüvenini özgürce sürdürmüş, resim dünyasında otoriter bir figür olmuştur.
Dikmen’in sanatı, insana olan mesafesi ve sanatın içindeki kalabalığın ötesinde duruşunu temsil eder. Yakın arkadaşlıkları, Türkiye’nin sanat tarihi açısından önemli figürlerle olan ilişkileri de bu sözlükte gün yüzüne çıkıyor.
SANATTA ADALET TARAMA VE SOSYAL SORUMLULUK
Tiraje Dikmen, maddi imkanları olsa da, toplumda adalet arayışıyla sosyal olaylara kayıtsız kalmamıştır. Paris’te gerçekleşen 68 Mayıs öğrenci protestolarını, Halepçe Katliamı’nı ve daha birçok sosyal meseleyi eserlerinde konu etmiştir. Özellikle 1970’lerin Zonguldak İşçi Grevleri üzerine yaptığı anıtsal eser, 1996’daki sergisinde sanat ortamında önemli tartışmalara yol açmıştır. Bu eser, sanatsal sorumluluğunu hissettiren güçlü bir tartışma noktası olmuştur.
BÜYÜKADA İÇİN SÜREKLİ MÜCADELE
Dikmen, hayatı boyunca aktivist kimliğini korumuş, 1989’da Ada Dostları Derneği’nin kurucu üyeleri arasında yer almıştır. Bu dernekteki çalışmaları sayesinde, adanın tarihi sit alanı olarak korunmasında önemli rol oynamıştır. Adalar’ın kültürel yaşantısının korunması için sürdürdüğü çabaları, ölümünden sonra bile devam etmiştir.
Necmi Sönmez’in Tiraje Sözlüğü, böyle bir sanatçı ve aktivisti daha iyi tanımak için okuyuculara eşsiz bir fırsat sunuyor. Bu özgün eser, Tiraje Dikmen’in zengin hayat hikayesini ve onun sanata olan katkılarını detaylı bir biçimde aktarırken, güçlü bir kadının portresini gözler önüne seriyor.
“`